SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIN :
Üyelerimizin faaliyet gösterdiği “Endüstriyel Reklam Ürünleri Yapımı” işine ait sözleşmeler, hukuk aleminde eser sözleşmesi olarak nitelendirilir ve yorumlanır. Bu sözleşme türünün konusu, yalnızca kararlaştırılan ve “ısmarlanan” bir nesnenin “yapımı”, bir nesneyi “meydana getirmek” ile sınırlı olmayıp, iş sahibinin buyruğu altına girmeksizin, bağımsız olarak yapılan, yaptırılan tüm işlerdir.
Geçen zaman içerisinde ürün skalasının genişliği ve malzeme çeşitliliğinin artması iş sahibi ile yapılacak bu tür sözleşmelerin ayrıntılı olması gerekliliğini gündemimize getirdi.
Hepimizin bildiği gibi, iş sahibi, bir ürünün yapılmasını talep ettiğinde en güzel tasarımı en yeni ve dayanaklı malzemeyle uygulamanızı, işi en kısa zamanda ve en ucuza bitirmenizi ister. Bu arada sözleşmeye bağlı olmasa da bir çok ilave ve yenilikten de yararlanmak ister. Sonuçta fatura ortaya çıktığında da işi beğenmemekten başlayarak birçok olumsuzlukla fatura bedelini ödememenin yollarının aranması da sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Bu nedenle; iş sahibiyle yapılacak sözleşmelerin, kullanılacak en ufak malzemenin dahi yer aldığı bir teknik şartnameye bağlanması gerekmektedir. Bu sözleşmede montaj dahil iş sahibine verilecek tüm hizmetler tek tek yazılmalı, sözleşmeye muallak (yoruma açık) maddeler konulmaktan kaçınılmalıdır.
Bir diğer önemli nokta da, faturanın ödenme tarihinin gün, ay ve yıl olarak sözleşmede yer almasıdır. Bu takdirde, ödemenin gösterilen tarihte olmaması halinde karşı taraf temerrüde düşmüş sayılacak ve alacağınıza otomatikman faiz işlemeye başlayacaktır.
Sözleşmelerde bu hususlar yer almadığı takdirde, uyuşmazlıkların çıkması kaçınılmaz olup, sorun mahkemelere kadar taşınabilecek ve hakim tarafından uyuşmazlık eser sözleşmesi hükümlerine göre çözülecektir.
Böyle durumlarda mahkemenin atayacağı bilirkişi ürettiğiniz ürünü inceleyip ne kadar edeceğini belirleyecektir. Bu sırada hak kaybına uğrama olasılığınız olacak ve siz ne kadar özel bir ürün yaratmış olursanız olun ortalama bir bedelin ödenmesi gerektiğine karar verilecektir.
Örnek verecek olursak, Yargıtay: “Taraflarca tabelanın vasıflarını belirten yazılı anlaşma bulunmadığından kural olarak tabelanın BK’nın 70. maddesi uyarınca makul nitelikte yapılması gerekir. Bu nedenle de davalı ihtarnameyle faturaya ve teslim olunan tabelaya itiraz ettiğinden faturanın bağlayıcı olduğu da kabul edilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş, uzman bilirkişiye tabelayı inceletmek, kabul edilebilir olup olmadığını değerlendirmek, kabule uygun olduğu anlaşılırsa BK’nın 366. maddesi uyarınca yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarıyla davacı alacağını hesaplatmak gerekecektir.” demek suretiyle yazılı anlaşma olmadığı takdirde ürünün nitelikleri ne kadar üstün olursa olsun “Makul nitelikte” kabul edileceğini açıkça belirtmiştir.
Zarara uğramamak için işe başlamadan önce sağlam bir sözleşme yapmak en doğru çözüm olacaktır.
Av. Ayşe Z. AYDIN
ARED Genel Koordinatörü
Açıkhavada Haberler / Mart 2015